Sosyal Bilimciler Konuşuyor – Kamil Yılmaz

Editörümüz Ömer Faruk Çolak’ın Sosyal Bilimciler Konuşuyor köşesinde bu ayki konuğu Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kamil Yılmaz. Makroekonomi ve finansal bağlanmışlık üzerine önemli çalışmalar yürüten Prof. Dr. Yılmaz, dergimizin Yayın Kurulu üyesidir.

Ömer Faruk Çolak: İktisat ve Toplum Dergisi’nin değerli okurları, bu sayımızın Sosyal Bilimciler Konuşuyor köşesinde Prof. Dr. Kamil Yılmaz’la beraberiz. Bugün hem iktisat teorisi hem de dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler üzerine konuşacağız.

İktisada bulaşmak bence her kula nasip olmaz Kamil Hocam. Hatta espri yapıyorum öğrencilerime, “Tanrı sevdiği insanları iktisatçı yaparmış, çok seviyorsa benim gibi pipo içirirmiş, daha da çok seviyorsa -yine kendimden pay çıkararak söylüyorum- felsefeci bir kadınla evlendirirmiş” diye. Ben üçüne de sahip olduğum için mutluyum.

Size de şunu sormak isterim; nasıl oldu da iktisada bulaştınız? Neden iktisat? Nasıl bir eğitim sürecinden geçerek bu noktaya geldiniz?

Kamil Yılmaz: Ömer Faruk hocam öncelikle davetiniz için çok teşekkür ediyorum. Sizinle bu konuşmayı yapmaktan büyük heyecan duyuyorum. Liseyi Bornova Anadolu lisesinde daimi yatılı öğrenci olarak okudum. Önceleri ailemin etkisiyle tıp doktoru olmayı ciddi ciddi düşünüyordum. Ancak, son kararım bir ölçüde lise yıllarında toplumsal düzeyde yaşanan gelişmelerin de etkisiyle şekillendi.

24 Ocak Kararları’nın ardından 12 Eylül darbesi gerçekleşmiş, enflasyon %100’leri geçmiş; bir yandan da kemer sıkma politikaları ülkeyi kasıp kavuruyor, işsizlik ve yoksulluk hızla artıyor. Bu dönemde ülkedeki durumla, ekonomi politikalarıyla ilgili kitap, dergi ve gazete yazıları okuma fırsatı buluyorum. Daimi yatılılar olarak bütün hayatımız okulda geçiyordu; ülke meselelerine ilgi duyan öğrenciler arasında da güçlü bir iletişim ve etkileşim oluyordu. İşte ben, böyle bir ortamda geleceğimle ilgili en önemli kararı vermeye çalışıyordum. Böyle bir ortamda, iktisat alanında lisans eğitimi almak fikri giderek ön plana çıktı.