Makaleler

Siyasal Erk ve Merkez Bankacılığı – Ömer Faruk Çolak

40,00

 Ülkemizde iktidar olmaları süreklilik göstermeye başlayan sağcı siyasal partilerin de iktidara karşı alternatif olmaya aday sol düşünceyi savunan siyasal partilerin de iktidara gelmenin ve bunu sürdürmenin yolunun iktisat politikalarında başarılı olmaktan ve bunu sağlayacak yeni yapılanmalardan geçtiğini görmesi gerekmektedir. 

 Para politikası, merkez bankası ve hükümetler arasındaki ilişkiler çoğu zaman sorunlu olmuştur. Bunun için, ABD Merkez Bankası tarihine bakmak yeterli olur. Para çıkarma gücünü elde etmek için savaşlar ve krizler birbirini izlemiştir. Bugünkü Fed ancak1913’te kurulmuştur. İki dünya savaşı arasında Almanya’da büyük hiperenflasyon yaşanmış; sonuç, Almanya’nın faşistler tarafından ele geçirilmesi olmuştur. ABD’de kıvılcımı ateşlenen 1929 Krizi, dünya ekonomisinde büyük bir yıkıma neden olurken, Keynes’in ifadesiyle klasik iktisadın iktisat politikalarının sonunu getirmiş; Bernanke’nin ifadesiyle makro ekonominin “kutsal kasesi” olmuştur (Snowdon B., Howard R. Van, 2012: 29). Savaş sonrası uygulanan Keynesyen iktisat politikaları kapitalizmin adeta altın çağa girmesini sağlamıştır. Altın çağ Bretton Woods sisteminin çökmesi, ardından gelen enerji-petrol kriziyle sona ermiştir. İşsizlik ve enflasyon arasındaki değiş-tokuşun çalışmaması (Phillips eğrisi) gelişmiş ülkeleri stagflasyona sürüklemiştir. 

Ek bilgi

SAYI

144

SAYFA ARALIĞI

20-31