Ek bilgi
SAYI | 146 |
---|---|
SAYFA ARALIĞI | 31-51 |
₺25,00
Mor ekonomi ve küçülme, geleneksel büyüme ve verimlilik odaklı ekonomi anlayışının refah ve mutluluk getirmediğinden yola çıkarak kapitalist ekonomik sistemin özüne eleştiri getirmektedir.
Giriş
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin (SKH) Birleşmiş Milletler’e üye devletler nezdindeki geniş katılımlı kabulü ve uluslararası kamuoyundaki meşruluğu esasen İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası ekonomi politik düzenin, vadettiği sosyo-ekonomik refahı sağlayamadığının da üstü örtülü itirafıdır. Tam da bu nedenle, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin mevcudiyeti bugüne kadar yerleşmiş olan geleneksel kalkınma fikrini sorgulamamızı gerektirmektedir. Geleneksel kalkınma kavramının esasında yatan iktisat anlayışı kalkınmayı ekonomik büyümeyle eş görmüş, küresel ekonominin büyümesinin faydalarının küresel merkezden çeperdeki bölgelere, ülkelere ve daha sonra hanelere damlayacağını iddia etmiştir. Bunun yanı sıra, büyümenin ana girdilerinden biri olan çevrenin tükenmeyeceği savından hareketle çevreye verilen zararı göz ardı etmiştir. Dahası, büyümeyle eş tutulan kalkınma politikaları kâr maksimizasyonunu önceleyerek sermayeyi korumuş; işçilerin ve kadınlar başta olmak üzere dezavantajlı grupların, ürettikleri refahtan paylarını alamamalarına göz yummuştur. İnsana yakışır iş koşullarının bulunmamasından kaynaklanan emekçi haklarının ihlalini, bu ihlaller sebebiyle yaşanan eşitsizlik ve adaletsizlikleri ise belirli bir kalkınma seviyesine ulaşıldıkça aşılacak ikincil sorunlar olarak tanımlayarak önemsiz ve görünmez kılmıştır.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.