Ek bilgi
SAYI | 132 |
---|---|
SAYFA ARALIĞI | 13-23 |
₺15,00
Üzülerek belirtmeliyim ki Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi göç deposu olarak kullanma politikası, kamuoyunun tepkisinden korkulmasına rağmen sessizce kabul edilmekte ve yürütülmektedir. Üstelik bu fedakârlığın Avrupa Birliği nezdinde hiçbir karşılığı da bulunmamaktadır.
Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşların çerçevesini çizdiği ve arzuladığı göç planı, 2008 yılına kadar bu alanda görev yapan emniyet teşkilatının dik duruşu sayesinde aşılamamıştır. Ancak bu plan, 2008 yılından itibaren Türkiye’de hayata geçirilmiştir. Göç yanlısı, hatta yasa dışı göçü teşvik edici bir anlayışla yasal düzenlemeler hazırlanmış ve 2013 yılından itibaren uygulamaya konulmuştur1. Ayrıca göç ve iltica, emniyet teşkilatından alınarak tamamen sivil personelin görev yaptığı bir idareye bırakılmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan başlayarak 2013 yılına kadar olan süreçte Emniyet Genel Müdürlüğü ile il emniyet müdürlükleri bünyesinde yer alan “göç iltica ve yabancılar şubeleri” yabancıların ikamet, sınır dışı ve iltica işlemlerini yürütmüşlerdir. Fakat İçişleri Bakanlığı bünyesinde 2013 yılında “Göç İdaresi Genel Müdürlüğü” (GİGM) ihdas edilmiştir. 81 ilde valilikler bünyesinde “il göç idaresi müdürlükleri” kurulmuştur. Ardından 2018 yılında Bakanlar Kurulu’nun Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Taşra Teşkilatında Bazı Yerlerde İlçe Göç İdaresi Müdürlüğü Kurulması Hakkında 2018/11464 Sayılı Kararıyla 36 ilçede “ilçe göç idaresi müdürlükleri” oluşturulmuştur2. Ne yazık ki emniyet teşkilatının Cumhuriyet’in ilk döneminden itibaren sahip olduğu bilgi birikimi ve müktesebatı bir tarafa bırakılmıştır. İçeride ve dışarıda terörle mücadele eden; ülkeye yönelen ciddi tehditlere rağmen polisin göç ve ilticanın tamamen dışında bırakılması büyük bir hata olmuştur. Nitekim 15 Eylül 2021 tarihinde yapılan Göç Kurulu toplantısının ardından İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Emniyet Genel Müdürlüğü içinde “Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Daire Başkanlığı”nın; Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı “Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Daire Başkanlığı”nın kurulduğunun belirtilmesi, göç ve ilticanın tamamen sivil personele bırakılmasının yetersiz kaldığının ve emniyetin/jandarmanın yeniden bu alana daha etkin bir şekilde dâhil edildiğinin açık ifadesidir. Ayrıca “Düzensiz Göç Ortak Veri Tabanı” oluşturularak jandarmanın, sahil güvenliğin ve emniyetin düzensiz göçe ilişkin verilere doğrudan erişimin sağlanması da isabetli olmuştur.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.