Ek bilgi
SAYI | 135 |
---|---|
SAYFA ARALIĞI | 74-79 |
₺15,00
Editörümüz Ömer Faruk Çolak’ın Sosyal Bilimciler Konuşuyor köşesinde bu ayki konuğu Prof. Dr. Hasan Ersel. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi’nde dersler vermiş olan Prof. Dr. Ersel, aynı zamanda dergimizin Danışma Kurulu üyesidir.
Ömer Faruk Çolak: İktisatçı olmaya nasıl karar verdiniz? Eğitim süreciniz nasıl geçti? Doktora aşamasındaki hocalarınız kimlerdi?
Hasan Ersel: İktisada yönelmem Mülkiye’deki (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) eğitimim içinde yavaş yavaş oldu. Toplumsal olaylara ilgim vardı. Mülkiye’nin ortamı (dersler, konferanslar ve en az bunlar kadar önemli olan öğrenci kantini) bunu artırdı ve biçimlendirdi. İkinci sınıf yaz tatilinden itibaren iktisatla ilgilenmeye başladım. Sonra yine Mülkiye’de doktora programına başladım ve asistan oldum. İstatistik ve Ekonometri kürsüsüne girdim. Bu kürsüde hocalarım Tuncer Bulutay ve Uğur Korum idi. İktisat doktorası sırasında eğitimimde dersler kadar ders dışı görüşme ve tartışmalar da çok etkili oldu. Doktora tez hocam Tuncer Bulutay’dı. Kendisinden çok şey öğrendim. Sadece tezimin dar çerçevesinde değil. Çok geniş bir alanı kapsayan sohbetler yapardık. Çoğu Cebeci’deki Mülkiye binasından Kavaklıdere’de Kuğulu Park’a kadar süren yürüyüşlerimize eşlik ederdi.
Mülkiye’deki eğitimin ilginç yönü toplumu temel alıp genişçe bir taban vermeye çalışmasıydı. İlk iki yıl tümüyle buna yönelikti. Önceleri bunun beni uzmanlaşmada geri bıraktığını düşünüp üzülürdüm. Ama zaman içinde bu temelin çok yararını gördüm, hala da görüyorum. Bu süreçte bir başka nokta da hocalarımızın geniş bir fikir yelpazesine dağılmış olmalarıydı. Bu durum toplumsal olaylara sadece farklı disiplinler açısından bakmayı aşıyor, farklı görüş açılarını da tanımamızı sağlıyordu. Tabii bunların farkına daha sonra vardım.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.