Makaleler

Kent Yaşamında Dijitalleşme ve Akıllı Kentler -Aysu Kes-Erkul,Erdem Erkul

25,00

 Bir kentin ‘Akıllı Kent’ olması için standartlaştırılmış koşullar bulunmamaktadır ancak her kentin ihtiyaçlarına yönelik uygulamalarla ‘Akıllı’ olması mümkündür. Burada üzerinde dikkatle durulması gereken nokta Akıllı Kent’in bir amaç değil bir araç olması gerektiğidir

 İnternet teknolojisi başta olmak üzere bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte tartışmaya başladığımız dijitalleşme sürecinin hayatımıza ve literatüre en erken giren tartışma konularından bir tanesi teknolojinin kentlerdeki uygulama alanları ve etkisidir. Bu konu yıllarca akıllı (intelligent/ smart) kent, sanal (virtual) kent, bilgi (knowledge/information) kentleri, sibernetik (Cyborg) kentler gibi farklı kavramlar etrafında tartışıldıktan sonra İngilizce’de ‘Smart City’, Türkçe’de ise ‘Akıllı Kent’ terimleri daha yaygın ve yerleşik hale gelmiştir. Ne var ki, kavramın içi bunca tartışmaya rağmen halen tam anlamıyla doldurulamamış ya da diğer bir deyişle ‘Akıllı Kent’in tam olarak ne olduğu çerçevelenip tanımlanamamıştır. Söz gelimi Holland’ın 2008 yılında yayınlanan ve kavram kargaşasının yanı sıra kentlerin kendi kendilerini ‘Akıllı Kent’ ilan etmelerine değindiği makalesi ‘Will the Real Smart City Please Stand Up?’ (Gerçek Akıllı Kent Lütfen Ayağa Kalkar mısın?) hala popülerliğini ve kısmen güncelliğini korumaktadır. Elbette bu durumun önemli nedenlerinden birisi teknolojik gelişmelerin hızı ve çeşitliliğidir. Bir diğeri ise ‘Akıllı Kent’ uygulamaları ile başarılmak istenenlerin (hedeflerin) çeşitliliği ve büyüklüğüdür. Bu durum OECD’nin tanımlamasında da açıkça görülmektedir. OECD (2019) Akıllı Kentleri “vatandaşların refahını arttırmak ve iş birliğine dayalı, çok-paydaşlı bir sürecin parçası olarak daha etkin, sürdürülebilir ve kapsayıcı kentsel hizmetler ve çevre sunmak amacıyla dijitalleşmeyi etkili biçimde kullanan inisiyatifler ve yaklaşımlar” olarak tanımlamıştır (s.4). 

Ek bilgi

SAYI

126

SAYFA ARALIĞI

45-50