Ek bilgi
Sayı | İktisat ve Toplum Dergisi 110 |
---|---|
Sayfa Aralığı | 20 – 29 |
₺10,00
Bu yazı, 2008 Finansal Krizi sonrası iktisadi sorunlara yaklaşımda ortaya çıkan korumacılık eğilimlerinin sonuçlarına ve buna bağlı olarak sanayi politikalarının yeniden önemli olması olgusunun tartışılmasına odaklandı. Kriz sonrası birçok iktisatçı küreselleşme ve özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik politika önerileri ve bu politikaların sonuçları üzerinde artan dozda eleştirel bir yaklaşım içindeler.1 Uzun yıllardır izlenen politikalarla sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin olamayacağı görüldü. Küreselleşme sürecinde izlenen politikalar makro istikrarın sağlanması ve dışa açılmayı sihirli bir değnek gibi görüyordu. Ayrıca, bu politikalar devleti sadece düzenleyici bir role sıkıştırarak her şeyin piyasa koşullarında çözüleceği yaklaşımına dayanıyordu. Bütün bu yıllar boyunca ‘korumacılık’ asla dikkate alınmaması gereken bir politikaydı; ‘sanayi politikası’ ise modası geçmiş ve köhne bir yaklaşımın parçasıydı. Paul Bairoch korumacılığı savunurken karşıt görüşler, 19. Yüzyılda korumacı ülkelerin daha hızlı büyümesinin Avrupa’da gerçekleştiğini ve bu yaklaşımda Birinci Dünya Savaşı öncesi dönemin dikkate alındığı eleştirilerini yaparak yaklaşımın geçerliliğini sorguluyorlardı
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.