Büyümedeki Sıkıntıların Nedeni Konjonktürden Ziyade Yapısal Nedenlerdir! – Öner Günçavdı

Son açıklanan büyüme rakamları, kamuoyunun beklentilerini karşılamazken, hükûmet ile iktisatçılar arasında yeni bir tartışmaya kaynaklık etmiştir. Yıllık büyüme bakımından %1.6’lık bir büyümeyi hükûmet olumlu görürken, aynı yılın bir önceki dönemine göre gerçekleşen %1.1’lik daralmayı dikkate alan iktisatçılar ise bunu bir resesyonun başlangıcı olarak değerlendirmektedirler. Lakin her iki yorumlama şekli de büyüme performansında görülen gelişmeleri konjonktürel bir gelişme olarak ele almış, büyümenin sürekliliğini stabilizasyon politikalar bakımından tartışmaya başlanmıştır. Elde edilen negatif büyümenin bir resesyonun başlangıcına işaret ettiğini düşünenler arasında, böyle bir sürecin nasıl evrileceği ve ne kadar süreceği konusunda farklı düşünceler olduğu görülmektedir. Ülkenin içine girdiği siyasi süreç ve dünya ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı toparlanmanın zaman alacağını düşünenler, bu sürecin sonu şimdiden belli olmayan bir “L” görünümünde bir süreç olacağını düşünmektedirler. Daha iyimser görüş sahipleri ise, bu sürecin “U” şeklinde bir gelişim göstereceğini ve belli bir süre sonra büyümede toparlanma görülebileceğini düşünmektedirler. Oysa bugüne kadar Türkiye ekonomisi ekonomik krizler sonrasında “V” şeklinde bir gelişim göstermiştir