Ek bilgi
SAYI | 151 |
---|---|
SAYFA ARALIĞI | 6-14 |
₺40,00
Kurumların kaliteli, demokratik yapının güçlü, özgürlüklerin geniş ve bireylerin yönetime katılımının
yüksek olduğu ülkelerde ekonomik performans daha güçlü.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimine bir hafta kaldı ve bu seçimin sonucu, ülkenin hangi hükümet sistemiyle yönetileceğini belirleyecek. Seçimi iktidar kazanırsa yoluna başkanlık sistemiyle devam edecek. Öte yandan muhalefet blokunun en önemli vaadi güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş. Yakın dönemde seçmenlere bu kadar keskin iki alternatif sunulan başka seçim olmadı.
“En doğru hükümet sistemi hangisidir?”, en az 19. yüzyıldan bu yana siyaset bilimcileri, düşünürleri ve devlet görevlilerini meşgul eden bir soru (Bagehot, 1867; Wilson, 1885). Arada hibrit formüller olsa da en önemli iki alternatif başkanlık rejimi ve parlamenter sistem. Bugün dünyada parlamenter sistemle yönetilen ülke sayısı daha fazla ama başkanlık rejimleri -özellikle ABD ve Rusya gibi yüzölçümü büyük ülkelerin bu kategoride olması nedeniyle- daha geniş bir coğrafyada temsil ediliyor.
Anayasa değişiklikleri seyrek aralıklarla gerçekleşiyor ama bazı dönemlerde sistem reformları birçok ülkede eş zamanlı gözlemleniyor. Örneğin 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla serbest kalan birçok Doğu Avrupa ülkesinin yeni rejim seçimi gibi. Yine benzer bir şekilde 1990’lar, önceki on yıllar boyunca siyasi istikrarsızlık ve darbelerle sarsılan Latin Amerika ülkelerinde de yeni rejim arayışlarına zemin oluşturan bir zaman dilimi oldu (Carey, 2014).
SAYI | 151 |
---|---|
SAYFA ARALIĞI | 6-14 |