Makaleler

Göç Sorununun Hatay Özelinde Değerlendirilmesi – Nuray Ekşi

40,00

I. Emperyalizmin Gölgesinde Hatay’ın Anavatana Katılması Mücadelesi

1918 yılına kadar halkının çoğunluğu Türk olan İskenderun ve Antakya bölgesi, “Suriye Vilayeti” idaresinde “İskenderun Sancağı” olarak Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıydı. I. Dünya Savaşı, Osmanlı ve müttefiklerinin (Almanya, Avusturya, Macaristan), İtilaf Devletleri’ne (Çarlık Rusya, İngiltere, İtalya ve Fransa) karşı yenilgisi ile sonuçlanmış ve 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmıştır. 1916 yılında Birleşik Krallık ve Fransa arasında gizli olarak Sykes-Picot Anlaşması yapılmış ve Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Orta Doğu’daki toprakların bu iki ülke arasında nasıl paylaşılacağı belirlenmiştir. Sarınay, İskenderun Sancağının jeostratejik önemi ve zenginliği nedeniyle Fransızların bu bölgeye göz diktiğini ifade etmiştir. Sarınay’a göre:

“İskenderun Sancağı, bir toprak parçası olmaktan önce bir kavşak, Anadolu’yu Suriye’ye bağlayan ve Belen boğazından Güneydoğu Torosları aşan büyük yolun zorunlu olarak geçtiği yer ve Akdeniz ile Çöl arasında İskenderun limanı bağlantısı ile yapılan büyük doğu ticaretinin mal yükleme merkeziydi. Bu sebeple gerek ticaret yolları gerekse Doğu Akdeniz’in güvenliği açısından jeostratejik öneme sahip zengin bir bölge olmasından dolayı 18. yy. başlarından itibaren Fransa’nın göz diktiği bir yer olmuş; bölgeye eğitim, sağlık, din ve demiryolu alanlarında yatırım yaparak nüfuzunu yerleştirmeye çalışmıştır”

Ek bilgi

Sayı

154

Sayfa Aralığı

29-39